30 Aralık 2011 Cuma

Tavuk ve cips

Eşim kızarmış tavuğu çok sever. Beni tanıyanlar da çok iyi bilirler ki ben hiç bir şeyi kızartarak tüketmekten yana değilim. Eşimin damak tadını yakalayabilmek için pek çok yöntem denedim. En son teflon da pişirerek yakaladığım lezzeti hepimiz çok sevdik. Mutlaka deneyin derim. Beğeneceğinizden eminim. Tavuğu sadece tuzladım. Daha önceleri baharatlıyordum. O da çok güzel oluyor. Bu aralar çocuklardan dolayı baharatlamıyorum. Sonradan tabaklarımızda ilave ediyoruz. Kızartma yapmıyorum dedim ama çocukların ısrarlarına dayanamadım ve yanında patates kızarttım.
Ayrıca soğumadan yiyebilelim diye resmi aceleyle çektim. Kusura bakmayın artık.

Malzemeler:
4 kişilik
4 tane kalçalı but (yaşlı olmasın diye derisini ve yaşlarını aldırıyorum)
tuz
cips için 2-3 tane orta boy patates

Hazırlanışı:
Tavukları güzelce yıkadıktan sonra tuzluyoruz ve tavamıza yerleştiriyoruz. Kapağını kapatıyoruz. Önce hızlı ateşte takuklar suyunu bırakıncaya kadar 3-5 dakika, sonra yavaş ateşte tavuklar suyunu çekinceye kadar pişiriyoruz. Suyu çekilen tavuklar kızarmaya başlıyor. Alt üst ediyoruz. İyice kızarınca tavuklarımız hazır oluyorlar. Eğer kızartmak istemezseniz. Suyunu çektikten sonra da altını kapatabilirsiniz. Tavuklar pişmiş oluyorlar. Yanın da istediğiniz sosla servis edebilirsiniz. Ben köri sosu ile servis ettim.
Cips için soyulmuş yıkanmış patatesimizi iyice kuruluyoruz. Cips gibi incecik halkalar şeklinde doğruyoruz. Kızgın yağa atıyoruz ve altın sarısı oluncaya kadar kızartıyoruz. Fazla yağını alması için peteçe serilmiş bir tabağa çıkarıyoruz. Afiyet olsun

Kolay Pizza













Uzun zamandır tarif koyamadığım için çok üzülüyordum. Ama bu aralar o kadar yoğunluğum var ki. Bir türlü vakit ayıramıyorum. Dayanamadım ve pratik tariflerden koymak istedim.
En sevdiğim tariflerden biridir kolay pizza, teflonda pizza da diyebileceğimiz bu tarif çok pratik ve oldukça lezzetli oluyor. Ailecek damak zevkimize de fazlasıyla hitap ediyor. Evde ki malzemelerinize göre çeşitlendirebilirsiniz. Oğlum pizza istediğinde evde sadece sucuk, salam ve kaşarım vardı. Kolları sıvadım yarım saat içinde pizzam hazırdı. Mutlaka deneyin. Özellikle de pizzayı fazla hamurlu sevmiyorsanız.

Malzemeler:
Hamuru için;
1 yumurta
3 çorba kaşığı yoğurt
1,5 çorba kaşığı sıvıyağ (ben koymuyorum)
3 kahve fincanı un (bazen tam buğday unuyla yapıyorum çok lezzetli oluyor)
1/2 paket kabartma tozu
1 fiske tuz
Üzerine;
2 çorba kaşığı ketçap veya 1/2 çorba kaşığı salça (azcık su ile inceltilmiş) (ben ikisini karıştırarak kullanıyorum)
İsteğe bağlı olarak ta 2 domates, 1 çarliston biber, 1 kırmızı biber, ince doğranmış mantar, 4-5 sosis, sucuk, zeytin, kaşar gibi kolay pişebilen malzemeler koyabilirsiniz.

Hazırlanışı:
Hamurun malzemeleri güzelce birbirine karıştırılır ve kek hamurunda biraz daha yoğun bir hamur elde edilir. Teflon tava margarinle iyice yağlanır. (Benim tavam yaklaşık 40 cm şapında. İnce bir hamur elde ediyorum. Tavanıza göre hamuru azaltıp arttırabilirsiniz.) Hamur karışımı kaşık yardımıyla yayılır. Üzerine ketçap sürülür. Ketçabı da kaşık yardımıyla dağıtabilirsiniz. Elinizdeki malzemeleri de üstüne koyduktan sonra kapak kapatılır. 2 dakika hızlı ateşte. Sonra kısık ateşte altı pişinceye kadar (yaklaşık 10 dakika) pişirilir. Ve pizzamız hazır. Ellerimize sağlık.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Nişanımız var



Eşimin yeğeni Özlemin bugün nişanı var. Ben de bir bahaneyle öğrendiklerimi uygulayayım dedim ve hızla tüm eksiklerimi tamamladım (tabii ki sevgili eşim sayesinde). Ve kolları sıvadım. Modele öğretmenimin sitesinden hunerlibayanlar.blogspot.com esinlenerek karar verdim. Ve sonuç... Kesinlikle kursta uyguladığımız gibi olmadı. Ama göz doldurdu. İltifatlarımı aldım. İnşallah öğretmenimden mugehuner.com de geçer not alabilirim :))) Sevgiler...

13 Aralık 2011 Salı

Etli karalahana sarması


Sadece karadenizlilerin değil ağzının tadını bilen herkesin severek yediği çok lezzetli bir yemektir karalahana sarması. Bir de lahanası Rize'den geldiyse lezzetine doyum olmuyor. Fazla söze gerek yok aslında resim her şeyi anlatıyor.

Malzemeler:
25-30 adet karalahana yaprağı
250 gr kıyma
1 çay bardağı
pirinç
1 çorba kaşığı salça
2 adet kuru
soğan
1/2 demet maydanoz
1 tatlı kaşığı kuru nane
1 tatlı kaşığı tuz

1/2 çay kaşığı karabiber
2 çorba kaşığı tereyağı (Eğer varsa kemik)
3 su bardağı su  


Hazırlanışı:
Ayıkladığımız lahanalarımızı iyice yıkadıktan sonra saplarını koparıyoruz. Derince bir tencerede kaynamakta olan 3-4 lt. suya 1 yemek kaşığı kadar tuz ilave ediyoruz. Lahanaların önce saplarını sonra yapraklarını bu suya koyuyoruz ve pişirmeye başlıyoruz. Pişirme süresi yaprağın sertliğine göre değişiyor. Pişip pişmediğini lahana sapından anlayabiliriz. Sapı iki parmağımızla sıkıyoruz. Eğer yumuşamışsa pişmiş demektir. Yaprakları bir süzgece veya kevgire çıkarıp soğumalarını bekliyoruz.
Bu arada sarmanın içini hazırlayabiliriz. İyice yıkadığımız pirinci, ince kıyılmış maydanozu, ince doğranmış soğanı, tuzu, karabiberi ve salçayı kıymayla güzelce karıştırıyoruz. Bu karışım çok sert olmasın diye azcık ılık su ilave edebiliriz.
Lahana yaprağı büyükse ortadaki damarını çıkarıp yaprağı ortadan ayırıyoruz. Yaprağı parlak tarafı, yani dışı alta gelecek şekilde düz bir zemine koyuyoruz. Yaprağın büyüklüğüne göre yaklaşık bir tatlı kaşığı iç malzemeden koyup yaprağın önce yanlarını içe katlıyoruz, sonra sarıyoruz. Sarma işlemini fazla sıkı yapmıyoruz. Çünkü pişince pirinçler şişiyor.
Derince bir tencereye önce kemiğimizi boş kalan yerlere de sapları koyuyoruz ve sarmalarımızı diziyoruz. Sarmaları düzenli dizmemeye dikkat ediyoruz ki rahat pişsinler. Yaprakların üstüne de kalan yaprak varsa seriyoruz. Üsteki sarmaların rengi değişmesin diye. Eğer kemik koymadıysak bu aşamada tereyağ veya sıvıyağ ilave ediyoruz. Kaynattığımız suyumuzu da koyup pişirmeye başlıyoruz. Koyduğumuz su sarmaların iki parmak altına kadar olmalı . Sarmaların pişip pişmediğini içinin pişmesinden anlayabilirsiniz. Ellerimize sağlık...
Annemin özellikle söylediği şeyler kemiğin sarmaya lezzet vereceği, maydanoz ve soğanın bol olursa lezzeti arttıracağıdır. Her ne kadar onun söylediği gibi yapmaya çalışsam da onun verdiği lezzeti vermem mümkün değil :))) Herkese kolay gelsin.

8 Aralık 2011 Perşembe

Kakaolu Muffin


Geçen hafta kızımın sınıf partisi için gecenin çok geç saatlerinde yaptığım Muffinler. Çok lezzetli olmuşlardı fakat düzgün bir resim çekmediğim için artık elimdekilerle idare edeceğim. Ama şunu söylemeliyim ki tam bir bomba oldu . İçinde yok yok. Mutlaka deneyin derim. Özellikle "browni sever"seniz kaçırmayın.

30 tane için
Malzemeler:
100 gr oda sıcaklığında margarin
3 yumurta
360 gr toz şeker
1 paket vanilya
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı karbonat
50 gr kakao
1/2 çay kaşığı tuz
1 paket krema (200ml)
330 gr un
250 ml su
100 ml portakal suyu

Hazırlanışı:
Önce yumurta, şeker ve margarini iyice çırpıyoruz. Kremayı ilave edip tekrar çırpıyoruz. Başka bir kaba elediğimiz un, karbonat, kabartma tozu, vanilya, tuz ve kakao karışımını yavaş yavaş kaşıkla karıştırarak ilave ediyoruz. Karıştırdığımız su ve portakal suyunu da ilave edip çırpıyoruz. Muffin kalıplarına bir parmak boşluk kalacak şekilde dolduruyoruz. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 23 dakika pişiriyoruz. Kürdanla kontrol etmekte fayda var. Her fırının pişirme süresi farklı olabiliyor. Ellerimize sağlık.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Aşure


Aşure gününün bereket simgesi haline gelmiş geleneksel tatlımız. Geleneksel olunca en güzelini anneler yapar ve öğretir. Ben de annemden öğrendiğim şekilde yaparım ve de çok severim. Yiyenler de genelde beğenirler. Komşulara dağıtmadan olmaz tabii. Bu sene bu işi kızım üstlendi. Ve büyüdüğünü bir kez daha kanıtladı bana.  O kadar mutlu oldum ki bütün yorgunluğum bir anda gitti sanki.
Gelelim aşuremizin tarifine.

Malzemeler:
500 gr aşurelik buğday
250 gr kuru fasülye
250 gr nohut
6-7 su bardağı toz şeker
1 tane defne yaprağı
10 tane karanfil
1 çay bardağı süt
1 tatlı kaşığı tuz
1/2 su bardağı kuru üzüm
10-15 tane kuru kayısı
1 portakal kabuğu

süslemek için fındık, ceviz, tarçın, nar

Hazırlanışı:
Buğdayı bir gece öncesinden güzelce yıkayıp, aşureyi pişireceğimiz büyükçe (ben 7 lt. tencerede yaptım)
bir tencerede üzerine çıkacak kadar su koyup bir taşım kaynatıyoruz ve bu suyu döküyoruz. Tencereye tekrar su koyuyoruz. Bu sefer tencerenin yarısına kadar ve tekrar bir taşım kaynatıp altını kapatıyoruz. Tencereyi başına kadar su ile doldurup kapağını kapatıyoruz. Bu şekilde sabaha kadar bekletiyoruz. Kuru fasülye ve nohutu da güzelce yıkayıp ayrı ayrı sabaha kadar suda bekletiyoruz.
Ertesi gün Buğdayın altını kısık ateşte açıyoruz ve yavaş yavaş pişmeye bırakıyoruz. Kaynayan buğdaya defne yaprağını ve karanfili ilave ediyoruz. Kuru fasülye ve nohutu ayrı ayrı düdüklüde 10'ar dakika pişiriyoruz. Nohutun kabuklarını soyuyoruz. Üzümlerimizi yıkayıp suda bekletiyoruz. Kuru kayısıları ince ince doğrayıp yıkıyoruz. Kayısıyı da suda bekletiyoruz. Portakalın dışını yani turuncu kısmını rendeleyip kabuklarını soyuyoruz ve kabukları ince ince doğruyoruz. Buğdayı iyice yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Şekeri koymadan önce buğdayın tamamen pişmiş ve koyu bir kıvamda olması gerekiyor. Şeker kıvamı açıyor. Şekerle beraber tuzu, sütü, portakal kabuklarını koyup bir süre daha pişiriyoruz. Fasülye ve nohutları da ilave ettikten sonra iyice özdeşleşene kadar pişiriyoruz. Altını kapattıktan sonra suyunu döküp iyice sıktığımız üzümleri ve kayısıları ilave edip karıştırıyoruz. Bu arada defne yaprağı ve karanfilleri aşuremizin içinden çıkarmayı unutmuyoruz. Kâselere paylaştırdığımız  aşuremizi üstü kabuk bağladıktan sonra süslüyoruz. Ellerimize sağlık
Ben unuttum ama siz isterseniz içine kabukları soyulmuş badem ilave edebilirsiniz. Çok yakışıyor.

6 Aralık 2011 Salı

Tekrar Merhaba

Çok uzun zaman oldu.Yoğunluktan dolayısıyla yorgunluktan yaptığım şeyleri paylaşma fırsatı bulamadım bir türlü. Neler mi yaptım. Mesela sevgili mugehuner.com un çekilişinden kazandığım kurabiye kursu. Muhteşem bir deneyim oldu benim için. Ne kadar güzel bir gün geçirdiğimi anlatamam bile. Benim gibi şanslı sevgili lezzet-karnavali.blogspot.com ve sevgili hayatmelodisi.blogspot.com ile yeni şeyler öğrenmek mutluluk vericiydi. Yeni şeyler öğrenmek beni her zaman mutlu etmiştir. Öğrendiklerim çok sevdiğim mutfakla ilgili olunca mutluluğum katlandı tabii ki. Bunun için Müge hanıma bir de buradan teşekkür etmek istiyorum. Günün kötü tarafı heyecandan fotoğraf makinemi evde unutmam oldu. Sevgili arkadaşlarım çektiği ve eve geldikten sonra  benim çektiklerim sayesinde hatıralarımızı taze tutacak küçük bir arşivim oldu. Onlardan bazısını sizinle paylaşmak istiyorum. En kısa zaman da yeni paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Şimdilik hoşçakalın.