22 Ocak 2012 Pazar

İrmik Helvası











İrmik helvası bizim evde çok sevilir. Özellikle kızım bayılır. O kadar çok seviyor ki benden karne hediyesi olarak irmik helvası istedi. Karnesiyle yüzümüzü güldüren kızıma gülen helvalar yaptım. Siz de irmik helvasını tane tane sevenlerdenseniz buyrun helvaya.

Malzemeler:
2 su bardağı irmik
1 su bardağı sıvıyağ (ben1 parmak kadar az koyuyorum)
1 paket çam fıstığı
2,5 su bardağı toz şeker
3,5 su bardağı süt

Hazırlanışı:
Önce derince bir tencereye sıvıyağı, çam fıstığını ve irmiği koyuyoruz. Kısık ateşte sürekli karıştırarak fıstıklar kızarıncaya kadar kavuruyoruz (Yaklaşık 45 dakika kadar). Kavrulan irmiği kenara alıyoruz ara ara karıştırarak ılımasını bekliyoruz. Başka bir tencerede karıştırdığımız süt ve şekeri ateşe koyuyoruz ve tam kaynamadan ateşten alıyoruz irmiğin üstüne boşaltıyoruz. Tenceremizin altını hızlı açıyoruz ve kaynayıncaya kadar ara ara karıştırıyoruz. Kaynayınca altını kısıyoruz kapağını kapatıyoruz ve pişmeye bırakıyoruz (Yaklaşık 20 dakika). Arada bir karıştırıyoruz ki dibi tutmasın. Suyunu çektiğini gördüğümüzde altını kapatıyoruz. Bu aşamada helvamız yenmeye hazır. Fakat tane tane olmasını istiyorsak helvamızın kapağını kapatıyoruz üstüne sofra bezi örtüyoruz ve bir kenarda 10 dakika kadar dinlendiriyoruz. Sonra bir çatal yardımıyla helvamızı karıştırıyoruz. İrmiklerin arasına hava dolmasını sağlayacak şekilde ezmeden karıştırmamız gerekiyor. Tenceremizin kapağını tekrar kapatıyoruz üstünü örtüyoruz ve 5 dakika sonra karıştırma işlemini tekrar yapıyoruz. Helvamız ılıklaşıncaya ve tane tane oluncaya kadar aynı işlemi tekrarlıyoruz. Helvamız afiyetle yenmeye hazır. Ellerimize sağlık.

18 Ocak 2012 Çarşamba

Beze







Hazır gıdaları tüketmeyi fazla sevmediğim için pek çok şeyi yapabiliyor muyum diye denemeyi severim. Evet beze evde yapılabiliyor biraz uğraştırıcı ve kıvamını tutturmak da biraz zor ama sevgi katınca içine her şey birden kolaylaşıyor sanki. Beze yaparken yumurtaların taze olması çok önemlidir. Küçük eller kurabiyesinden artan yumurta aklarıyla hemen beze yapalım ziyan olmasınlar.

Malzemeler:
3 yumurtanın akı (sarısı hiç karışmamış olmalı)
3 küçük çay bardağı toz şeker
1 çimdik tuz
2 damla limon suyu

Hazırlanışı:
Derince bir tencerenin içine bütün malzemeleri koyuyoruz ve kısık ateşte 10 dakika kadar çırpıyoruz (altını tutacak gibi oluncaya kadar). Altını kapatıyoruz ve çırpmaya devam ediyoruz (10-15 dakika kadar) Ne kadar iyi çırpılırsa o kadar lezzetli oluyor. Çırpma işlemini mikseri kaldırdığımızda yumurta akı kaskatı olduysa ve şekli değişmiyorsa bitirebiliriz. 3 yumurta akının ne kadar çok kabardığını görünce şaşıracaksınız. Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye sıkma torbasıyla istediğiniz büyüklükte sıkıyoruz.(Hepsinin büyüklükleri eşit olmalı). Sıcak fırında 100-110 derecede fanı çalıştırarak yaklaşık 45 dakika pişiriyoruz. Fırının derecesi yüksek olmamalı amaç bezelerin beyazlıklarını kaybetmeden kurumaları. Ellerimize sağlık.

Küçük eller kurabiyesi






Okul işlerini hallettik çok şükür, sıra geldi tatil telaşına. Annelerin çoğu tatilde ne yapsak da çocuklarla eğlenceli vakit geçirsek, onların hem eğlenmesini hem de verilen ödevleri yapmasını sağlasak diye düşünür ve program yapmaya çalışır. Fakat sayısı hiç de az olmayan bir grup anne vardır ki tatili hiç istemez bile çocukların evde olması bir sıkıntıdır onlar için. İkinci grup anneleri hiç anlayamadım bu güne kadar. Halbuki çocuklarımız o kadar çabuk büyüyorlar ki eski günlere dönmenin de imkanı hiç olmuyor. O yüzden sevgil anneler keşke dememek için çocuklarımızı birer ayak bağı olarak değil, Allah'ın birer emaneti olarak görelim ve onlarla çokca vakit geçirelim.
Blogdaki asıl amacımın biraz dışına çıktım galiba kusura bakmayın. Bu aralar anne isyanlarını o kadar çok dinledim ki yazmadan geçemedim.
Gelelim tarifimize bizim en çok sevdiğimiz şey kurabiye yapmak bunun dışında ailecek yaptığımız bir sürü şey var ama yemekle ilgili olduğu için bunu paylaşmak istedim.

Malzemeler:
250 gr margarin oda sıcaklığında
3 yumurtanın sarısı (beyazlarını beze yapıyorum)
200 gr pudra şekeri
200 gr nişasta (mısır, buğday farketmez)
1 fincan zeytinyağı
1,5 paket kabartma tozu
kakao
aldığı kadar un (kulak memesi kıvamında olacak 3-4 bardak kadar)

Hazırlanışı:
Kakao ve un hariç bütün malzemeleri elimizle iyice yoğuruyoruz. Unu yavaş yavaş ilave ediyoruz. Unu koydukça yoğurmaya devam ediyoruz. Eğer kakaolu da yapmak isterseniz. Unun tamamını koymadan hamuru ikiye ayırıyoruz ve kakao koyduktan sonra kıvamını kontrol ederek gerekirse biraz daha un ilave ediyoruz. Sade olan hamurun da kıvamına göre un ilave ediyoruz. Hamurumuzu biraz buzdolabında dinlendiriyoruz. Daha sonra merdaneyle yarım santim kalınlığında açıp şekilli kalıplarla kesiyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye aralarında birer santim boşluk bırakarak diziyoruz. 200 derecede önceden ısıtılmış fırında 15 dakika kadar pişiriyoruz (herkesin fırınının pişirme süresi aynı olmayabilir. Kızarmaya başlayınca çıkarıyoruz.) Ellerimize sağlık.

17 Ocak 2012 Salı

Portakallı toplar


Hep merak etmişimdir yemek tarifleri nasıl ortaya çıkıyor. Acaba ne düşünerek bunları birbirleriyle karıştırmışlar. Miktarını neye göre belirlemişler. Çok ilgimi çeker bu tarz şeyler. Ben de bunu yapabilmeyi çok isterdim. Neyse gelelim toplarımıza. Görüntü ve lezzet olarak çok beğendiğim truffları hep denemek istemişimdir ama tarifler ya çok yağlı gelmiştir ya da bayat kekim yoktur. Derken ben evdeki ve eldeki imkanlarla deneyeyim dedim ve tattırdığım kişilerce ve bence de çok lezzetli toplar ortaya çıktı. Toplar diyorum çünkü tarife sağdık kalmadım. Lütfen deneyin ve kendinizce değişiklikler yaparak kendi lezzettinizi yakalayın. Eğer bu tarifi yaparsanız da lütfen yorumunuzu yazın beni merakta bırakmayın.

Malzemeler:
1 paket krem şanti
1,5 çay bardağı (küçük bardak) soğuk süt
1,5 paket pötibör bisküvi
1 portakalın hem kabuğu hem suyu
2 yemek kaşığı kakao
1/2 su bardağı pudra şekeri
Hindistan cevizi
toz fıstık

Hazırlanışı:
Krem şantiyi sütle iyice çırpıyoruz. Un haline getirdiğimiz bisküviyi, portakal kabuğu rendesini, portakal suyunu, kakaoyu ve pudra şekerini krem şantiye ilave edip yoğuruyoruz. Nasıl olacağını merak ettiğim için ben dinlendirmedim ama siz biraz buzdolabında bekletirseniz daha kolay şekil alacaktır. Küçük toplar yapıp hindistan cevizi ve toz fıstıkla etrafını kaplıyoruz. Biraz soğuyunca ikram edebilirsiniz. Ellerimize sağlık.

Tavuk suyu Çorbası


Bu serin ve karlı İstanbul gününde sıcacık bir çorba iyi gider diye düşündüm ve eşimin çok sevdiği bu çorba tarifini sizlerle paylaşmak istedim. İnşallah dener ve beğenirsiniz.

Malzemeler:
1 parça tavuk göğsü
2 diş sarımsak
1 su bardağı yoğurt
1 yumurta
2 kaşık un
nane, tuz

Hazırlanışı:
Genellikle tavuk suyu çorbalarında tavuk göğsü kullanmayı severim. Tarifte de öyle verdim ama elimde but vardı o yüzden bu sefer buttan yaptım. Öncelikle tavuğumuzu 2lt kadar suyun içinde güzelce haşlıyoruz. Haşlanan tavukları bir tabağa çıkarttıktan sonra suyumuzu azaldıysa biraz arttırıyoruz ve sarımsakla beraber kaynatmaya devam ediyoruz. Diğer tarafta iyice çırptığımız yumurtamıza yoğurdu ilave ediyoruz. Biraz karıştırdıktan sonra da unu ilave edip güzelce karıştırıyoruz (Eğer çorbayı katı seviyorsanız unu arttırabilirsiniz). Kaynayan suyumuzdan terbiyeye yavaş yavaş ilave ederek ılımasını sağlıyoruz eğer birden terbiyeyi tavuk suyuna koyarsak çorbamız keser (Bu herkes tarafından bilinen terbiyenin çorbayla birleştirilme yöntemidir. Taze aşcıları düşünerek bunun sebebini söylemek istedim). Ilıklaşan terbiyeyi yine yavaş yavaş karıştıra karıştıra tavuk suyumuza katıyoruz. Ara ara karıştırarak kaynamaya bırakıyoruz. Diğer taraftan tavuklarımızı didikliyoruz ve çorbamıza ilave ediyoruz. Tuzumuzu da ilave ediyoruz. Bir taşım kaynadıktan sonra çorbamız hazırdır. Bu aşamada naneyi biraz yağ ile kızdırıp çorbanın üstüne dökebilirsiniz. (Ben tavuğun yeterince yağlı olduğunu düşündüğüm için naneyi yağsız döküp karıştırıyorum.) Afiyet olsun

9 Ocak 2012 Pazartesi

Amerikaner




Bazen insanın içi içine sığmaz ya ben de bugün öyle hissediyorum. İçim içime sığmıyor. Rabbim huzurumu bozmasın, bozmak isteyenlere de fırsat vermesin. Amin...
Dün akşam çok uzun zamandan beri yapmak istediğim Amerikaner tarifimi yaptım. Öncelikle bu tarifi canım annemin tarif defterinden aldığımı söylemek isterim. Daha önce de dediğim gibi bizimle beraber Almanya'dan gelen bir tarif bu ve çok merak ettiğim bir lezzet. Sanki çocukluğumdan tadı damağımda gibi ama o kadar uzun zaman geçti ki... Canım annem önceleri yapardı daha sonra biraz uğraştırıcı olduğundan mıdır, yoksa bizim beğendiğimiz başka şeyleri yapmaktan fırsat mı bulamadı bilmem yaptığını hatırlamıyorum. Ben de kolları sıvadım ve denedim. İlk denemem bana göre biraz hüsranla sonuçlandı. Ama sevgili eşim çok lezzetli olduğunu söyleyince çok sevindim. En azından lezzeti yakalamıştım. Şekil için de hemen bir formül geliştirdim. Yuvarlak olması gerekirken minik kalpler oldular.
Tarife geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum. Ben tarifi yarım ölçü yapayım dedim. Galiba bu yüzden hüsran yaşadım. Hiç yapmadığım bir tarif ve kıvamını hiç bilmiyorum. Kendime fazla güvendim. Eğer deneyecek olursanız. Lütfen bire bir uygulayın. Benim gibi hüsran yaşamayın. Ama azimliyim tekrar deneyeceğim inşallah daha başarılı olacak ve onu da paylaşacağım. Bir de çocuklar için çikolatalısını yaptım.

Malzemeler:
5 yumurta
500 gr un
200 gr margarin (oda sıcaklığında)
200 gr şeker
2 paket vanilyalı puding
2 paket vanilya şekeri
2 paket kabartma tozu
6 yemek kaşığı süt

üstü için:
150 gr pudra şekeri (elenmiş)
2 yemek kaşığı limon suyu (sürülebilecek kıvamda olacak. Olmazsa azıcık su ilave edebilirsiniz)
ben bunun yarısını yaptım geri kalanı için çikolata erittim 50 gr kadar

Hazırlanışı:
Önce yumurta, şeker ve margarini mikserle iyice çırpıyoruz. Bütün toz malzemeleri birbirine karıştırıp eliyoruz. Ve iki karışımı iyice çırpıyoruz. Sütünü ilave ediyoruz. Ve azcık daha karıştırıyoruz.
Fırın tepsisine yağlı kağıt seriyoruz. Ve karışımımızı kaşıkla bir başka kaşığın yardımıyla yuvarlak oluşturacak şekilde yağlı kağıda aralıklı olarak koyuyoruz. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 20 dak kadar pişiriyoruz. Soğuduktan sonra üstünü ya çikolatayla ya da pudra şekerini limon suyuyla çırparak elde ettiğimiz karışımla sıvıyoruz. Ellerimize sağlık.

7 Ocak 2012 Cumartesi

Hamsi tava ve havuç salatası

Hamsi hiç bir karadenizlinin hayır diyemeyeceği tek balıktır bence. Sadece karadenizliler değil herkes sever hamsiyi. Ben de bir karadenizli olarak eşime ve çocuklarıma sevdirdim hamsiyi. Hatta o kadar ki güzel bir kare alamadan bir baktım yarısı bitmiş. Aslında tavada kızarma anında çekmeliymişim resimlerini. Artık bir daha ki sefere diyelim ve gelelim hamsimize. Bu arada bu marmara hamsisi. Herkes bilir ki karadeniz hamsisi çok daha lezzetli olur. Ama onu bulamadığımız zaman bu da çok lezzetli geliyor doğrusu.
Yanında havuç salatasını çok yakıştırıyorum ben denemenizi tavsiye ederim.

Malzemeler:
1kg Hamsi (eğer uğraşmak zor geliyorsa temizlenmiş hamsi almanızı tavsiye ederim)
2 yemek kaşığı mısır unu (yoksa sadece buğday unuyla da olur)
2 yemek kaşığı buğday unu
tuz
kızartmak için sıvıyağ

Havuç salatası için:
4 tane orta boy havuç
1 tane küçük turp
1 tane küçük kuru soğan
tuz, sirke ve zeytinyağı

Hazırlanışı:

Hamsilerimi ayıklayıp güzelce yıkıyoruz ve süzgece koyuyoruz. Bir tabakta unlarımızı karıştırıyoruz. Yağımızı tavaya koyuyoruz ve altını yakıyoruz. Tavamız ısınınca suyu süzülen hamsilerimizi önce tuzluyoruz sonra kuyruklarından tutuyoruz ve iki tarafını da güzelce una buluyoruz ve ısınan tavamıza kuyrukları ortaya gelecek şekilde sıra sıra diziyoruz. Bir tarafı kızarınca hamsilerin diğer tarafını çeviriyoruz. Bunu balık tavasının düz kapağıyla yaparsanız çok pratik oluyor. Diğer tarafı da kızaran hamsilerimizi tabağa alıyoruz. Kalan hamsileri de aynı şekilde kızartıyoruz.
Diğer taraftan kabuklarını soyduğumuz havuç ve turpu rendeliyoruz. Soğanı ince ince doğruyoruz. (İnce doğranırsa ovmaya gerek kalmıyor) Soğan, tuz, sirke ve zeytinyağını havuç ve turp karışımıyla güzelce karıştırıyoruz. Servis tabağına aldığımız salatayı istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz. Ellerimize sağlık.





6 Ocak 2012 Cuma

Muhlama


Muhlama aslında yapılması oldukça kolay bir karadeniz yemeğidir. Peki neden herkes aynı lezzeti veremez? Çünkü işin sırrı kullanılan tereyağı ve peynirdedir. Eğer bu ikili köyden gelmişse aynı lezzete yaklaşmanız mümkün. Tabi bide kullanılan tava o da çok önemli. Bakır tava olmalı ki lezzet katlansın. Muhlamayı farklı şekillerde yapanlar da var. Ben annemden öğrendiğim halini seviyor ve onu yapıyorum. Ben bu muhlamayı yaparken köy tereyağı ve peyniri kullandım. Fakat bakır tavam olmadığı için çok sevdiğim bir dostumun bana hediye ettiği seramik tencere setinin tavasını kullandım. Tabanı fazla kalın olmadığı için oldukça lezzetli bir muhlama oldu.

Malzemeler:
3-4 kişilik
1 yemek kaşığı dolusu tereyağ (bol tereyağ bol lezzet)
2 yemek kaşığı buğday unu
yaklaşık 1 su bardağı su
yaklaşık 50gr kadar köy peyniri
50 gr kadar eski kaşar
(eğer köy peyniri yoksa taze ve eski kaşar ikilisini de kullanabilirsiniz.
Peyniri tartmadığım için yaklaşık bir miktar söyledim. Ama peyniri bol olursa daha lezzetli olur.)
biraz tuz

Hazırlanışı:
Tereyağını tavamıza alıyoruz. Kısık ateşte eritmeye başlıyoruz. Diğer tarafta unumuzu bir kaşık yardımıyla suda açıyoruz. Topak kalmamasına dikkat ediyoruz. Bu karışımın içine peynirlerimizi ince ince doğruyoruz. Tereyağımız iyice eridikten sonra. Bu karışımı tavamıza boşaltıyoruz. Tavamız kaynayıncaya kadar altını hızlı ateşte açıyoruz. Kaynayınca kısıyoruz, tuzunu ilave ediyoruz ve çok yavaş hareketlerle peynirlerimiz eriyinceye kadar ara ara karıştırıyoruz. Biraz katı olduğunu hissederseniz kenarından azar azar su ilave edebilirsiniz.  Peynirler eriyince muhlamamız servise hazırdır. Ellerimize sağlık.
Not: Muhlama tavasından ve elle yenilince çok lezzetli oluyor.